Hauptmenü:
BANA SENİ GEREK SENİ
Yunus Emre Destanı
“Biz dünyadan gider olduk / Kalanlara selâm olsun”
İnsanlık, onca teknolojiyle tanışıp onu içselleştirse de insani özünü eğitemediği için bu alanda yeterli yol alamadı. Savaşların, yıkımların, ölümlerin, bozgunların biri öbürünü hazırladı. İnsanlık bu karmaşa içinde barışı, sevgiyi, huzuru, dostluğu, güzelliği aradı durdu. Bulamadı da…
Bu nedenle evrensel değerleri önümüze koyan, ona sahip çıkan, onun uygulanması uğrunda savaşım verenlere büyük gereksinimiz var.
Yunus Emre, bu değerleri yaşamında, varlığında, sözünde, özünde şiirinde taşıdığı için salt ülkemizin dört bir yanında değil dünyaca da seviliyor, sayılıyor, önemseniyor, benimseniyor.
Onun önerdiği sevgi paylaşılabilse dünyanın güzelleşeceği bir gerçek.
Bahattin Gemici, “Bana Seni Gerek Seni -
HASANOĞLAN DESTANI
Eğitim ışığını aldığı, öğretmenlik bilincini kazandığı Hasanoğlan’ı hiç unutmayan Bahattin Gemici, yıllar sonra bu birimin yaşamımızdaki yerini bir destanla dile getirerek hem öğrenim gördüğü Hasanoğlan İlköğretmen Okulu’nu hem de onun temelinde ışıldayan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü gündemde tutmaktadır.
Gemici, eğitim tarihimizin dünyaya armağan ettiği köy enstitülerine yaşam veren değerleri ve o değerlerin emeğini dile getirdiği destanda hem Cumhuriyetin önemini hem çağdaş eğitimin mirasını çok yönlü değerlendirmektedir.
Yüzlerce kitap yazılan bu alana şiirle bir pencere açılmakta okurun ve eğitimcilerin bu pencereden ülkemizin geçmişine bakması amaçlanmaktadır.
“Hasanoğlan Destanı”, Hasanoğlan gerçeğinde Cumhuriyet eğitimine bakışın bir fotoğrafıdır.
Ahmet Özer
İlkokullar İçin Şiirler
Antoloji,236 sayfa, Ankara, 1988
İlkokullar İçin Şiirler seçkisi (antolojisi), F. Almanya’da, genelde yurt dışında yaşayan çocuk-
İlkokul çağındaki çocuklarımıza insan ve yurt sevgisini, ulusal kültürümüzü örnekleriyle, usta ozanlarımızın kaleminden duyuran bu seçkinin beğenileceğini, ilgiyle karşılanacağını umuyoruz.
Yarım Bırakma Türkünü
şiir, 88 sayfa, Ankara, 1988
“Okuyun bakın, hemen göreceksiniz, hemen anlaya-
Bu şiirleri o, ünlü Ruhr Havza-
Fakir Baykurt, Duisburg, 17.2.1988
Sing’ weiter dein Lied
şiir, 84 sayfa, Oberhausen, 1988
Gemici’nin şiirlerindeki yalınlık okurları etkiliyor. Şairin ülkesine duyduğu özlem ilk bakışta hemen belli oluyor. Gemici, çarpıcı sözcüklerle yabancı bir ülkede yaşamanın getirdiği sorunları dile getiriyor. Aşk, yalnızlık, baskı ve özgürlük gibi konular bir çok şiirde işlenmiş.
Gemici herkesin bildiği, tavır aldığı ama kimilerinin bilmek dahi istemediği gerçekleri anlatıyor; kafelerde, işyerlerinde ve sokaklardaki küçümseyen bakışları...
O, ardından fısıldaşanların iç dünyasında yarattığı yansımaları dile getiriyor.
Westdeutsche Allgemeine Zeitung, 13.7.1989, Herten
Esinti
şiir, 72 Sayfa, Ankara, 1996
“Şarkılarım / Fethe çıkarken gönülleri / Sınır tanımaz da / Takılır gümrük kapılarına / Buzlu camlar ardında / Pasaportum ellerinde / Kapkara bir damga / Vurulur ta yüreğime“
Sınırlardan, gümrük kapılarından az mı geçtik bunca yıl. Ve az mı duyduk yüreğimizde Bahattin Gemici’nin şu birkaç satıra sığdırdığı yabancılığımızı? Hem girişte, hem çıkışta ve de her sınır kapısında?
Bahattin Gemici 1977’den bu yana Herten’de öğretmen. Hasanoğlan’ı bitirmiş. Hani Köy Enstitüsü çıkışlı diyeceğim ama, onun döneminde Köy Enstitülerinin köküne çoktaan kibrit suyu dökmüşlerdi. O yüzden diyemiyorum. Ama önemi yok. O işini biliyor ve tüm yazdıkları ile ben şairim diyor.
Turhan Dikkaya, 28.06.1996, Milliyet
schweigend...aufschreiend...
şiir, 93 sayfa, Oberhausen, 1993
Kitabını Mölln ve Solingen kurbanlarına adamış şair. Bundan da, şiirlerin önemli ölçüde Almanya’daki gelişmeleri yan-
Gemici’nin şiiri zamanımızın en direkt ifadelerinden sayılır. Bu yüzden sesi işitilir. Bu yüzden de pek gereklidir“ diyor.
Dr. Yüksel Pazarkaya, Hür Berlin Radyosu, 19.1.1994
UN-
Bahattin Gemici testiert jedem Mitmenschen seine eigene Spiritualität, seine Selbstwertung, sein Empfinden. Und doch erspürt der unbestechlich klar Beobachtende die gemeinsamen Ziele, Wünsche, Motivationen der Lebenden im Hier und Heute. Das wird auch in dem Gedicht deutlich, das dieser eindrucksvollen Sammlung den Namen gegeben hat: „UN-
Aber manchmal wird man einige Herzschläge lang auch als Autor sprachlos: „...Es sind Jahrzehnte vergangen / Mit Mühe habe ich / Die Deutsche Sprache gelernt / Aber jetzt / Wenn ich höre / Was manche Politiker / Über uns reden und entscheiden / Bin ich sprachlos."
Josef Reding, Schriftsteller
Şimdi Vaktidir
şiir, 96 Seiten
Gemici; yıllardır, eğitim gördüğü bir yabancı dilin yurdunda yaşıyor, yazıyor, yayımlıyor; yazdıklarını iki yurt arasındaki duygu-
Gemici’nin yazdıkları hayat kadar dağınık, hayat kadar yakıcı, hayat kadar dokunaklı...
Gemici, hayatın her alanına uzanıyor; ulaştığı yerden özümsediklerini taşıyor şiire. Bu taşıyışta öncelikli olan, yapıtın içsel dokusunda gereken ayıklamadır. Bu durum, şairin yapıtını özgün kılmadaki birincil görev olsa gerek
Ahmet Özer, şair