Şiirler - Bahattin Gemici

Direkt zum Seiteninhalt

Hauptmenü:

TÜRKISCH-TÜRKÇE > Kitapları

BANA SENİ GEREK SENİ
Yunus Emre Destanı

“Biz dünyadan gider olduk / Kalanlara selâm olsun”
İnsanlık, onca teknolojiyle tanışıp onu içselleştirse de insani özünü eğitemediği için bu alanda yeterli yol alamadı. Savaşların, yıkımların, ölümlerin, bozgunların biri öbürünü hazırladı. İnsanlık bu karmaşa içinde barışı, sevgiyi, huzuru, dostluğu, güzelliği aradı durdu. Bulamadı da…
Bu nedenle evrensel değerleri önümüze koyan, ona sahip çıkan, onun uygulanması uğrunda savaşım verenlere büyük gereksinimiz var.
Yunus Emre, bu değerleri yaşamında, varlığında, sözünde, özünde şiirinde taşıdığı için salt ülkemizin dört bir yanında değil dünyaca da seviliyor, sayılıyor, önemseniyor, benimseniyor.
Onun önerdiği sevgi paylaşılabilse dünyanın güzelleşeceği bir gerçek.
Bahattin Gemici, “Bana Seni Gerek Seni - Yunus Emre Destanı” yapıtıyla çağımız insanının barışa ne denli gereksiniminin olduğu düşüncesini önde tutarak Anadolu’dan dünyaya bir sevgi selamı göndermeyi amaçlıyor. Yunus Emre’yi aramızda yaşayan, bizi ardına takarak sonsuz güzelliğe götüren bir değer olarak yorumluyor.  
Ahmet Özer

                                                 

HASANOĞLAN DESTANI
Eğitim ışığını aldığı, öğretmenlik bilincini kazandığı Hasanoğlan’ı hiç unutmayan Bahattin Gemici, yıllar sonra bu birimin yaşamımızdaki yerini bir destanla dile getirerek hem öğrenim gördüğü Hasanoğlan İlköğretmen Okulu’nu hem de onun temelinde ışıldayan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü gündemde tutmaktadır.
Gemici, eğitim tarihimizin dünyaya armağan ettiği köy enstitülerine yaşam veren değerleri ve o değerlerin emeğini dile getirdiği destanda hem Cumhuriyetin önemini hem çağdaş eğitimin mirasını çok yönlü değerlendirmektedir.
Yüzlerce kitap yazılan bu alana şiirle bir pencere açılmakta okurun ve eğitimcilerin bu pencereden ülkemizin geçmişine bakması amaçlanmaktadır.
“Hasanoğlan Destanı”, Hasanoğlan gerçeğinde Cumhuriyet eğitimine bakışın bir fotoğrafıdır.
Ahmet Özer

İlkokullar İçin Şiirler
Antoloji,236 sayfa, Ankara, 1988   
İlkokullar İçin Şiirler seçkisi (antolojisi), F. Almanya’da, genelde yurt dışında yaşayan çocuk-larımızın konumları göz-önüne alınarak ve ilkokul ünitelerine uygun bir anlayışta hazırlanmıştır. Bu seçkide, içinde göçmen olarak yaşanılan ülke ile ilgili şiirler, bizzat o ülkeler de yaşayan göçmen şairlerin şiirlerinden derlenmiştir. Savaş tehlikesinin ve silahsızlanmanın güncellik kazandığı dünyamızda, çocuklara barış konusunda sağlıklı örnekler sunulmaktadır. Şiirlere bir bütün olarak bakıldığında, halkların dostluğuna ve çocukların kardeşliğine yönelik konuların ağırlıkta olduğu görülmektedir.  
İlkokul çağındaki çocuklarımıza insan ve yurt sevgisini, ulusal kültürümüzü örnekleriyle, usta ozanlarımızın kaleminden duyuran bu seçkinin beğenileceğini, ilgiyle karşılanacağını umuyoruz.

Yarım Bırakma Türkünü  
şiir, 88 sayfa, Ankara, 1988  

“Okuyun bakın, hemen göreceksiniz, hemen anlaya-caksınız; epeyce uzun bir çabanın, çilenin ürünüdür bu ilk kitap. İçinde dönüp dönüp okuyacağınız, okuyun diye eşe dosta göstereceğiniz çok şiir vardır.  
Bu şiirleri o, ünlü Ruhr Havza-sında kömür, demir, çelik işçileri arasında;  demokrasi,  barış  ve özgürlük  yolundaki  savaşımda yurttaşlarımız işçilerle, gençlerle, Alman ve öteki uluslardan işçilerle, işsizlerle düşe kalka, yan yana, can cana yaşayarak, çalışarak; daha çok da şiirde başarı denilen doymak bilmez canavarla boğuşarak, didişerek yazdı.“  
Fakir Baykurt, Duisburg, 17.2.1988

Sing’ weiter dein Lied
şiir, 84 sayfa, Oberhausen, 1988

Gemici’nin şiirlerindeki yalınlık okurları etkiliyor. Şairin ülkesine duyduğu özlem ilk bakışta hemen belli oluyor. Gemici, çarpıcı sözcüklerle yabancı bir ülkede yaşamanın getirdiği sorunları dile getiriyor. Aşk, yalnızlık, baskı ve özgürlük gibi konular bir çok şiirde işlenmiş.  
Gemici herkesin bildiği, tavır aldığı ama kimilerinin bilmek dahi istemediği gerçekleri anlatıyor; kafelerde, işyerlerinde ve sokaklardaki küçümseyen bakışları...
O, ardından fısıldaşanların iç dünyasında yarattığı yansımaları dile getiriyor.  
Westdeutsche Allgemeine Zeitung, 13.7.1989, Herten

Esinti
şiir, 72 Sayfa, Ankara, 1996   

“Şarkılarım / Fethe çıkarken gönülleri / Sınır tanımaz da / Takılır gümrük kapılarına / Buzlu camlar ardında / Pasaportum ellerinde / Kapkara bir damga / Vurulur ta yüreğime“  
Sınırlardan, gümrük kapılarından az mı geçtik bunca yıl. Ve az mı duyduk yüreğimizde Bahattin Gemici’nin şu birkaç satıra sığdırdığı yabancılığımızı? Hem girişte, hem çıkışta ve de her sınır kapısında?  
Bahattin Gemici 1977’den bu yana Herten’de öğretmen. Hasanoğlan’ı bitirmiş. Hani Köy Enstitüsü çıkışlı diyeceğim ama, onun döneminde Köy Enstitülerinin köküne çoktaan kibrit suyu dökmüşlerdi. O yüzden diyemiyorum. Ama önemi yok. O işini biliyor ve tüm yazdıkları ile ben şairim diyor.  
Turhan Dikkaya,  28.06.1996, Milliyet

schweigend...aufschreiend...
şiir, 93 sayfa, Oberhausen, 1993

Kitabını Mölln ve Solingen kurbanlarına adamış şair. Bundan da, şiirlerin önemli ölçüde Almanya’daki  gelişmeleri yan-sıttığı, bu gelişmeler karşısında şairin ve insanların tavırlarını dile getirdiği ipucu olarak veriliyor. Yazar Josef Reding de zaten, “Bahattin Gemici’nin güncel eleştirel şiiri, kurbanlara acıdığı için, hainlere karşı acımasız...  
Gemici’nin şiiri zamanımızın en direkt ifadelerinden sayılır. Bu yüzden sesi işitilir. Bu yüzden de pek gereklidir“ diyor.  
Dr. Yüksel Pazarkaya,  Hür Berlin Radyosu, 19.1.1994

UN-HEIMISCH FREMD

Bahattin Gemici testiert jedem Mitmenschen seine eigene Spiritualität, seine Selbstwertung, sein Empfinden. Und doch erspürt der unbestechlich klar Beobachtende die gemeinsamen Ziele, Wünsche, Motivationen der Lebenden im Hier und Heute. Das wird auch in dem Gedicht deutlich, das dieser eindrucksvollen Sammlung den Namen gegeben hat: „UN-HEIMISCH FREMD" „Ausgewandert / Eingewandert / Mit der Zeit / War alles mir vertraut / Wurde aber / Als Fremder abgestempelt / Fremd sein ist mir fremd / Heimisch und doch fremd / So bin ich / Un-heimisch / Fremd".
Aber manchmal wird man einige Herzschläge lang auch als Autor  sprachlos: „...Es sind Jahrzehnte vergangen / Mit Mühe habe ich / Die Deutsche Sprache gelernt / Aber jetzt / Wenn ich höre / Was manche Politiker /  Über uns reden und entscheiden / Bin ich sprachlos."

Josef Reding, Schriftsteller

                              


Şimdi Vaktidir  
şiir, 96 Seiten

Gemici; yıllardır, eğitim gördüğü bir yabancı dilin yurdunda yaşıyor, yazıyor, yayımlıyor; yazdıklarını iki yurt arasındaki duygu-düşünce atmosferinden oluşturuyor.  
Gemici’nin yazdıkları hayat kadar dağınık, hayat kadar yakıcı, hayat kadar dokunaklı...  
Gemici, hayatın her alanına uzanıyor; ulaştığı yerden özümsediklerini taşıyor şiire. Bu taşıyışta öncelikli olan, yapıtın içsel dokusunda gereken ayıklamadır. Bu durum, şairin yapıtını özgün kılmadaki birincil görev olsa gerek

Ahmet Özer, şair

 
 
Zurück zum Seiteninhalt | Zurück zum Hauptmenü